TR
Hikayemiz

GLORE GLASS 

Yerel ışıltılardan evrensel ışıklara

Doğu; şiirsel efsaneleri kadar inanmıştır ki özen, nice büyülü güzelliği var eder. Bu coğrafyada gündelik hayat nice özenlerden doğmuş mucizelerle süslenir. 

Ve coğrafyanın bu kesintisiz ikliminde, Anadolu’da iki genç insan birbirini sever. Aşkların ilk ışıltısı duyarlılık, sonrası özendir, yine! Bilgenin dediği gibi, bir cennet resmi çizip gireceklerdir, içine. Büyüleyen ve giderek büyüyen her sevda kendi resmini kendi çizer, kendi tamamlarmış! Ve yine öyle olur, sevenler vuslata erer. 

Günlerden bir gün hayatın aniden getirdiği bir sıkıntı çaresiz bırakır gelini. Oysa o kendine, işine, eşine ve diğer insanlara karşı hep saf sevgi ve iyi niyettir. Ve bunların beslediği büyük ve büyülü özenin temsilcisi… Gelin Pınarı efsanesi sembolik diliyle bize anlatır ki çözümsüz görünen bir durumda minnacık bile duyarlılık ve içtenliklerin büyüttüğü özenler büyülü değişimlere yol verir; bütün doğa, insana insanlık adına çare olup bir mucizeyi ortaya koyar. 

Gelin Pınarı efsanesinden beri, bu coğrafyada ‘Su, hayattır’ sözü, kim bilir, biraz da bunu anlatır belki. Ve sular en yoğun ve yorgun olduğumuz anlarda, dilenirse bir fincan kahveye, bir bardak çaya dönüşüverirmiş. Ve bütün sıkıntı ve dertler yok olurmuş yorgunluklarla beraber. Lakin bu mucizelerin gerçekleşmesi için başka dikkatler de şart kabul edilmiş: Kahve usulünce pişirilecek. Çay gerektiği gibi demlenecek! 

Şairin ‘Ömrümüzün rüyası eşyaya siner’ demesi şeylerin böylece insancıllaştırılmasına işaret eder. Eşyalara sinen özen aslında insanın yaşama sevincidir!

Anadolu’dan doğan bu lirik öykü zaman içinde ışıltılarını güneye, kuzeye; doğuya, batıya yansıtır olmuştur. Asya ile Avrupa’nın birbiri ile sımsıcacık kucaklaştığı İstanbul’da, insanımızda saklı bu ruh, bir markanın doğumuna esin kaynağı olmuş, 2003’te. Aşk heyecanının ilk ışıltısı duyarlılık ve sonrası özendir! Sırçada özgünlüğün global lideri olmak düşüyle yola çıkan Sahra Cam, kanatları altında büyüttüğü Glore Glass markası ile Anadolu’nun ruhunu evrensel birlikteliğe ulaştırmak ister.  

Film değil, hayat bu; başlanır ama orada bitmez bu aşk öyküsü. Aksine, tam orada başlar yine asıl serüven: Gelin Pınarı efsanesi ve onun yerel ışıltıları, aslında, yüzyıllardır benzer ışıklar saçan Antik Çağın o etkileyici evrensel destan kahramanı Promete’ye göz kırparmış. Nasıl kırpmasın ki? Promete de insana ve insanlığa yorulmak bilmez bir idealizmin adı olup insanın insana, işine ve kendine duyarlılığı ve özeninde bu coğrafyanın ruhuyla kesişirmiş. 

Doğu’nun yerel Gelin Pınarı efsanesinin insancıl özeni ve Batı’nın o evrensel Promete efsanesinin insancıl idealizmi… Kendini ‘Çağdaş Gelin Pınarı’ ve ‘Son Promete’ kabul eden Glore Glass için temel misyonu belirlenmiş olur: Glore Glass, cama can katan evrensel marka olarak, kendini kahve ve çay saatlerini mükemmelleştirmeye adar. Özen ve idealizm, eski efsanelerden miras aldığı yepyeni esini ve ruhu olur.

Çay bardakları ve kahve fincanları… Ve takımları… Artık hiçbir sırça ve seramik eskisi gibi olamaz! Glore Glass standartları her şeyi değiştirmiştir. Beklentiler yükselmiştir!

Cam ve seramik ürünleri söz konusu olduğunda bugün akla, sadece, gücünü özen ve idealizmin getirdiği özgünlükten alan Glore Glass gelir.

Duyarlılıklar nice özen ve idealizm demektir. Her özenli ve idealist müdahale minik bir mucizeyi getirir. Ve her minik mucize büyük mutluluk olur. Ve yaşam bütünüyle minik mucizelerin yarattığı büyük mutluluklardan oluşur!

Küçük müdahalelerden minik mucizeler ve büyük mutluluklar… GLORE GLASS